9. Daire 2010/4158 E., 2010/5833 K.İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararla belirlenen yargı harcının tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen tahakkuk fişinin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. … İstemin Özeti: İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararla belirlenen yargı harcının tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen tahakkuk fişinin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37. maddesinde amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak olan tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğunun hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden, İstanbul Asliye 6.Ticaret Mahkemesinin gönderdiği harç tahsil müzekkeresi üzerine davalı vergi dairesince 2.1.2008 vade tarihi olarak gösterilmek suretiyle 4.12.2007 tarih ve 131 sayılı tahakkuk fişinin düzenlendiği ve adi posta yoluyla 31.12.2007 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda, Mahkemece harç tahsil müzekkeresinin vergi dairesine gönderilmesi üzerine vergi dairesince tahakkuk fişi tanziminden önce davacıya tahsil harcının ödenmesi konusunda bir aylık süre verilerek davacıdan harcın ödenmesinin istenilmediğinin görüldüğü, bu nedenle, dava konusu tahakkuk fişinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 18.12.2009 tarih ve E.2008/279, K.2009/3239 sayılı kararının; dava konusu tahakkuk fişinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.Danıştay Savcısı Mehmet Sağlam’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.Tetkik Hakimi Fatih Torun’un Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAHüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararla belirlenen yargı harcının tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen tahakkuk fişinin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.492 sayılı Harçlar Kanununun ihtilaflı dönemde yürürlükte bulunan 28/a maddesinde; karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin; geri kalanının kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği, karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilmeyeceği, 37. maddesinde de, bu Kanunda ödeme zamanı gösterilen harçlardan süresinde ödenmeyenlerin ilgili mahkeme ve daireler tarafından sürenin sonundan itibaren onbeş gün içinde bir yazı ile o yerin vergi dairesine bildirileceği ve harçların vergi dairesince tahsil olunacağı belirtilmektedir.6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanunun 37. maddesinde ise; amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak olan tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu, 55. maddesinde de; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır.Yukarıda sözü edilen 6183 sayılı Yasa hükmü uyarınca mükellef tarafından amme alacağının miktarının, vadesinin bilinmesi amacıyla davalı idare tarafından harç tahsil müzekkeresine istinaden usulüne uygun şekilde tebliğ edilecek bir yazı ile mükellefin bilgilendirilmesi, bunun yanısıra bu yazı ile, idarece mükellefe bir aylık ödeme süresi verilmesi gerekmektedir.Genelde uygulamada, mahkemedeki duruşma sırasında açıklanan kısa kararın harcının ne kadar olduğu çoğu durumlarda henüz hesaplanmamış olduğundan bilinmemekte, borçlu olunan bu meblağ ancak gerekçeli kararın mahkemece hazırlanıp yazılması, kararın tebliğe çıkarılacak hale gelmesi ile açıklığa kavuşmaktadır. Kararın hazırlanması, tebliğe çıkarılacak hale gelmesi tarihlerinin daha önce tespiti tam olarak mümkün olamayacağı gibi bu tarihin, davanın tarafları olan kişilerce de bilinmesi imkansız olduğundan, vade tarihinin başlangıcının belirlenmesi gerekmektedir.Dosyanın incelenmesinden, İstanbul Asliye 6.Ticaret Mahkemesinin gönderdiği 13.8.2007 tarihli harç tahsil müzekkeresi üzerine davalı vergi dairesince 2.1.2008 vade tarihi olarak gösterilmek suretiyle 4.12.2007 tarih ve 131 sayılı tahakkuk fişinin düzenlendiği ve adi posta yoluyla 31.12.2007 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Yukarıda sözü edilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu olayda, davalı vergi dairesi tarafından Mahkemece gönderilen harç tahsil müzekkeresine istinaden tahakkuk fişi düzenlenmesi yerinde ise de, söz konusu tahakkuk fişinin incelenmesinden, vade tarihi olarak 2.1.2008 tarihinin gösterildiği, oysa 4.12.2007 düzenlenme tarihli tahakkuk fişinin davacıya 31.12.2007 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden dava konusu tahakkuk fişinin 6183 sayılı Kanunun 37. maddesinin aradığı bildirim zorunluluğunu yerine getiren bir yazı olarak kabulü mümkün değildir.Zira, anılan madde uyarınca idarece mükellefe usulüne uygun bir tebligat yapılarak bir aylık ödeme süresi verilmesi koşulunun gerçekleşebilmesi için Mahkemece gönderilen harç tahsil müzekkereleri üzerine düzenlenen tahakkuk fişinde vade tarihi belirlenmesi yerine “tahakkuk fişinin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiği”ne ilişkin bir şerh yer alması ve bu tahakkuk fişinin usulüne uygun olarak mükellefe tebliğ edilmiş olması gerekmekte olup olayda bu şekilde bir şerhin tahakkuk fişinde bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle, dava konusu tahakkuk fişinde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından sonucu itibariyle yerinde bulunan temyize konu vergi mahkemesi kararının bu gerekçe ile onanması gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 18.12.2009 tarih ve E.2008/279, K.2009/3239 sayılı kararının açıklanan gerekçeyle onanmasına 3.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Previous Post