Faturaların Asılları ve Onaylı Örnekleri Ceza Dosyası İçinde Bulunmalıdır
Ceza Dairesi 2015/2945 E. , 2015/2583 K.
“İçtihat Metni”Tebliğname No : 11 – 2011/130550
MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2010
NUMARASI : 2008/762 (E) ve 2010/1099 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna AykırılıkYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Düden Vergi Dairesinin mükellefi olup, toptan halı ve zeytin faaliyetiyle uğraşan sanığın gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasında bulunmaksızın 2007 takvim yılında sahte faturalar düzenlediğinin iddia olunduğu, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek sahte fatura düzenlemediğini savunduğu, davanın dayanağını oluşturan 08.05.2008 gün VDENR-2008-518/19 sayılı vergi suçu ve tekniği raporlarında, sanığın işyeri ve ikametgah adreslerinde bulunamadığı, faaliyette olduğuna dair bilgi elde edilemediği, Ba/Bs formlarının verilmediği, işçisinin, demirbaş ve emtiasının olmadığının bildirildiği, 213 sayılı VUK’nın 227/3 ve 230. maddelerinde öngörüldüğü üzere anılan suçun oluşabilmesi için düzenlenen sahte faturaların Kanunda öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerektiği, ancak, sanığın düzenlediği iddia olunan faturaların aslı veya onaylı örneklerinin dosya içinde bulunmadığının anlaşılması karşısında; faturaların asılları ve onaylı suretleri getirtilerek Kanunda öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi, faturaları kullananlar belirlenip sanıktan alınıp alınmadığı hususunda ifadelerine başvurularak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturmayla yetinilerek yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2- Sahte fatura düzenlemek eylemi bakımından 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, 02.07.2007 (ele geçmeyen faturalar için ise 31.12.2007) olarak belirlenen suç tarihinde sahte fatura düzenlemek suçunun temel cezasının 18 ay hapis olduğu ve bu
haliyle sanığın lehine olduğu cihetle, uygulamalı yasa karşılaştırması yapılmadan suç tarihinin yanlış belirlenmesi sonucu temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
3- TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesi tarihine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesine aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.