· 02.01.2022 tarihli ve 31707 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Tebliğleri kapsamında;
- Vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanan iskonto faiz oranı yıllık %14,75 olarak,
- Avans işlemlerinde uygulanacak avans faiz oranı yıllık %15,75 olarak,
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin hukuki sonuçlarını düzenleyen 1530. maddesinin 7. fıkrası kapsamında, alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı 17,25% olarak,
- Yine aynı madde kapsamında alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı 555,00 Türk Lirası olarak
tespit edilmiştir.
İskonto faiz oranı ve avans faiz oranını belirleyen tebliğe ulaşmak için bağlantıyı; Türk Ticaret Kanunu kapsamında temerrüt faiz oranı ve asgari giderim tutarını belirleyen tebliğe ulaşmak içinse bu bağlantıyı kullanabilirsiniz.
——————————————————————
· 06.01.2022 tarihli ve 31711 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Danıştay Başkanlık Kurulunun 2022/1 sayılı kararı çerçevesinde 18.12.2020 tarihli ve K. 2020/62 sayılı Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İşbölümü Kararı’nda değişiklik yapılmıştır. Anılan değişiklikler çerçevesinde;
- Danıştay 3. Dairesi’nin konu yönünden ilgilendiği davalara ait değişiklik yapılmamakla beraber, 3. Daire’nin hangi Bölge İdare Mahkemelerince verilecek kararları inceleyeceğine yönelik değişiklikler yapılmıştır. Buna göre Danıştay 3. Dairesi’nin yeni iş bölümü, Bursa ve Gaziantep Bölge İdare Mahkemelerinin vergi dava dairelerince verilen kararlara ve Edirne, Kocaeli Tekirdağ vergi mahkemelerince verilen kararların istinaf yoluyla incelemesini yapan İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin vergi dava dairelerince verilen kararların temyizen incelemesini yapmak olarak belirlenmiştir.
- Danıştay 4. Dairesi’nin temyiz incelemesini yapacağı kararlar yönünden ise davalı idarenin taraf oluşuna göre değişiklikler yapılmıştır. 4. Daire’nin iş bölümüne, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının taraf olduğu davaları çözümleyen vergi mahkemelerince verilen kararların istinaf yoluyla incelemesini yapan İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin vergi dava dairelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını incelemek görevi de eklenmek suretiyle ilgili dairenin inceleyeceği uyuşmazlıkların kapsamı genişletilmiştir.
- Söz konusu değişikliklerin uygulanmasında benimsenen yöntem ise, daireler nezdinde derdest dosyaların 06.01.2022 tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili dairelere devredilmesi ve kararın yayımı izleyen ay başından itibaren uygulanması şeklindedir.
İlgili karara erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz.
————————————————————————–
· 12.01.2022 tarihli ve 31717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Seri No: 318 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği kapsamında temelde, sosyal içerik üreticileri ile mobil uygulama satış mağazalarından kazanç elde eden mobil uygulama geliştiricilerinin kazançlarının gelir vergisinden hangi usul ve esaslar çerçevesinde istisna edileceğine yönelik düzenlemeler ihdas edilmiştir. İlgili tebliğ, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na (“GVK”) eklenen Mükerrer Madde 20/B hükmünün uygulamasına yönelik usul ve esasları konu almaktadır. Bu bağlamda, tebliğ kapsamında yapılan düzenlemelerin anlaşılması amacıyla öncelikle tebliğe dayanak kanun hükmü kapsamında bilgilere yer verilecek akabinde tebliğin değerlendirilmesi yapılacaktır.
Tebliğe dayanak Mükerrer Madde 20/B hükmünde dikkat çekici noktalar şu şekilde sıralanabilir:
- Gelir vergisinden müstesna tutulan faaliyetler, internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları aracılığıyla metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ve bu kazançlara ilaveten, akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri gelirler “Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası” başlıklı Mükerrer Madde 20/B ile gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.
- Söz konusu faaliyetlerden elde edilen gelirlerin vergiden muaf olmasının ön koşulu, Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesidir. Muhatap bankalar açısından getirilen yükümlülük ise, hasılat tutarı üzerinden aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve GVK’nın muhtasar beyanname ile vergilerin bildirilmesini düzenleyen 98. ve yapılan vergi tevkifatlarının bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesini düzenleyen 119. maddeleri kapsamında beyan edip ödemektir. Bu şekilde beyan edilen ve ödenen vergiler açısından, GVK’nın gelir vergisine mahsuben %25 oranında tevkifat yapılmasını düzenleyen 94. maddesi uygulanmayacaktır.
- Mükelleflerin, başkaca faaliyetler ile iştigal olması halinde, bu faaliyetlerden kazanç veya irat elde etmeleri söz konusu istisnadan yararlanmalarına engel teşkil etmemektedir.
- Kazançlar toplamı GVK m. 103’te belirtilen tarifenin 4. gelir düzeyinde yer alan tutarları aşanlar ile gelirlerin banka hesabı vasıtasıyla tahsil edilmesine yönelik 2. fıkrada yer alan şartı yerine getirmeyenler istisna uygulamasından faydalanamazlar.
Tebliğ kapsamında getirilen açıklayıcı ve düzenleyici değişiklikler ise şu şekilde sıralanabilir:
- Tebliğ’in 3. Maddesi ile tebliğde ve yasada geçen; “Elektronik uygulama paylaşım ve satış platformu”, “Mobil uygulama”, “Mobil uygulama geliştiricisi”, “Sosyal ağ sağlayıcısı”, “Sosyal içerik üreticisi”, “Üçüncü taraf hizmet sağlayıcısı” kavramlarına açıklık getirilmiştir.
- Tebliğ’in 4. Maddesi ile istisna uygulamasından faydalanma noktasında özellik arz eden durumlar açıklanmış ve sırasıyla şu tespitlere yer verilmiştir:
- İstisna uygulamasından faydalanacak mükelleflerin tam veya dar mükellef olmalarının bir önemi bir önemi yoktur.
- İstisnadan faydalanmak isteyen mükelleflerin ikametgâhlarının bulunduğu yerdeki tarha yetkili vergi dairesine başvurarak istisna kapsamındaki faaliyetine ilişkin olarak ilgili vergi dairelerinden “193 Sayılı Kanunun Mükerrer 20/B Maddesi Uygulamasına İlişkin İstisna Belgesi”ni almaları gerekmektedir.
- İstisnadan yararlanmak isteyen mükelleflerin başvuru öncesinde ticari kazanç bağlamında gelir vergisi mükellefiyeti halihazırda var ise, mükelleflerin kayıtlı faaliyetlerinin istisna kapsamına giren faaliyetlere uygun olup olmadığı vergi dairelerince kontrol edilecek ve mükelleflere sadece istisna belgesi verilecek. Aksi durumda, yani kişilerin vergi mükellefiyeti bulunmaması halinde istisna belgesinden evvel mükellefiyet tesisi gerekmektedir.
- İstisnadan yararlanabilmek için istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılat toplamının GVK’nın 103. maddesinde yazılı tarifenin 4. gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması kanunla getirilmiş bir şarttır. Tutarın aşılıp aşılmadığının tespitinde ise takvim yılı sonu itibarıyla her bir yıl için ayrı ayrı değerlendirme yapılacaktır.
- İstisna uygulaması kapsamında mükelleflerin yıllık beyanname verilmesi yönünde yükümlükleri bulunmamasına rağmen, istisna şartlarının ihlali nedeniyle yıllık beyanname verilmesi durumunda, GVK’nın safi kazancın tespit edilmesi için indirilecek giderleri düzenleyen 40. maddesi ile gelir vergisi matrahının tespiti için verilen gelir vergisi beyannamesinden indirilecek indirimleri düzenleyen 89. maddesi uygulama alanı bulacaktır.
- Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnasından sadece gelir vergisi mükellefleri yararlanabilecek olup kurumlar vergisi mükellefleri bu istisnadan yararlanamayacaktır.
- Uygulama geliştiriciliği kapsamında sadece elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde edilen kazançlar müstesna tutulmuştur. Ancak bu platformlar üzerinden elde edilen; ücretli uygulama satış geliri, reklam geliri, uygulama içi satış geliri, sponsorluk geliri, ücretli abonelik geliri gibi gelirler istisna kapsamında dikkate alınacaktır.
-
Tebliğ’in 5. maddesinde ise temel olarak bankalar tarafından yapılacak işlemler ve bankaların tevkifat yükümlülüğüne ilişkin açıklamalar getirilmiştir.
- Tebliğ’in 6. maddesi ile, istisnadan faydalananların yükümlülükleri ve belgelendirmeye dair temel düzenlemeler ihdas edilmiş, bu bağlamda;
- Münhasıran GVK Mükerrer 20/B hükmüne göre istisna edilen türdeki faaliyetlerde bulunan mükelleflerden istisnadan faydalananların yıl içindeki kazançları toplamının GVK m. 103’te yer alan tarifenin 4. gelir diliminde yer alan (2022 yılı için 880.000 TL) tutarı aşıp aşmadığına bakılmaksızın, defter tasdik ettirme, defter tutma (defter-beyan sistemine kaydolma/elektronik defter tutma) ve belge düzenleme zorunlulukları kaldırılmıştır. Ancak, sadece yukarıda anılan faaliyetler ile iştigal olmayan mükelleflerin genel hükümlere göre defter tutma ve diğer yükümlükleri devam etmektedir.
- İstisna kapsamındaki şartları sağlamadığı halde istisnadan yararlanan, Türkiye’de kurulu bankalarda hesap açmayan, elde edilen hasılatın tamamının açılan banka hesabına yatırmayan veya eksik yatıran mükelleflere uygulanacak yaptırımları düzenleyen 8. madde uyarınca, eksik tahakkuk etmiş olan vergi, mükellefin bağlı bulunduğu yerdeki vergi dairesi tarafından vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.
İlgili tebliğe erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz.
————————————————————————–
· 18.01.2022 tarihli ve 31723 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile, “İstisnalar” üst başlıklı madde ile ilgili değişikliğe gidilmiştir. İlgili karar uyarınca yapılan değişiklik sonrası şu şekildedir:
- Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “İstisnalar” üst başlıklı 2. kısmında yer alan “B. Araçlar, Kıymetli Maden Ve Petrol Aramaları İle Ulusal Güvenlik Harcamaları Ve Yatırımlarda İstisna” bölümünün “7. Ulusal Güvenlik Amaçlı Teslim ve Hizmetlere İlişkin İstisna” maddesine eklenen hüküm ile Milli Savunma Bakanlığı veya Savunma Sanayii Başkanlığınca yürütülen savunma sanayii projelerine ilişkin olarak bu kurumlara ilgili projeler kapsamında yapılan teslim ve hizmetler ile bu projeler kapsamındaki teslim ve hizmetleri gerçekleştirenlere yapılacak olan, miktarı ve nitelikleri bu kurumlarca onaylanan teslim ve hizmetler 25/12/2021 tarihinden itibaren KDV’den istisna edilmiştir.
- Yapılan değişikliğe göre; istisna kapsamında mal ve hizmet temin etmek isteyen ulusal güvenlik kuruluşlarınca, söz konusu mal ve hizmetlerin istisna kapsamında olup olmadığı konusunda tereddüt bulunursa, Gelir İdaresi Başkanlığından görüş alınabilecektir.
—————————————————————
· 22.01.2022 tarihli ve 31727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7351 sayılı ve “Bireysel Emeklilik Tasarruf Ve Yatırım Sistemi Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile;
- 7351 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) 27. maddesinin 4. fıkrasına şu cümle eklenmiştir. “Vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın yüzde ellisi oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemez.” Söz konusu düzenleme uyarınca, vergi iadesi amacıyla açılan davalarda, yürütmenin durdurulması istenmesi halinde davaya konu vergi tutarının yarısı kadar teminatın yatırılması gerekmektedir. Düzenlemeye ilişkin yorumumuza buradan ulaşabilirsiniz.
———————————————————————
· 22.01.2022 tarihli ve 31727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2022/3 sayılı ve Çek Defterlerinin Baskı Şekline Ve Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktarın Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile; bankaların çekin ibrazı halinde çekin hamiline ödemekle mükellef olduğu miktarı belirleyen 4. maddesindeki tutar (önceden 2.670 TL) 3.600 TL olarak belirlenmiştir.
———————————————————————
· 22.01.2022 tarihli ve 31727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 535 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 509)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile yapılan değişiklikler şu şekildedir:
- 535 sayılı Tebliğ’in 1. maddesi ile, 509 sayılı Tebliğ’in “IV.1.4. e-Fatura Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu” başlıklı bölümünün (a) fıkrasının (1) numaralı bendi hangi mükelleflerin e-Fatura uygulamasına dâhil olacağı ve yine hangi mükelleflerin e-Fatura uygulamasına kayıtlı diğer kullanıcılara faturalarını e-Fatura olarak düzenlemelerinin ve bunlardan e-Fatura olarak almalarının zorunlu olduğunu düzenlenmektedir. Getirilen değişiklik bağlamında, aşağıdaki mükellefler e-Fatura uygulamasına tabidir:
- Brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı);
a) 2018, 2019 veya 2020 hesap dönemleri için 5 Milyon TL,
b) 2021 hesap dönemi için 4 Milyon TL,
c) 2022 veya müteakip hesap dönemleri için 3 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler
- Daha önceden tebliğde yer almayan iki farklı faaliyeti icra eden mükelleflere ilk defa anılan değişiklik ile aynı maddeye eklenen 7. ve 8. bentler ile e-fatura uygulaması zorunluluğu getirilmiştir:
- “7- Gayrimenkul ve/veya motorlu taşıt, inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlar ile bu işlemlere aracılık faaliyetinde bulunan mükelleflerden brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı);
a) 2020 veya 2021 hesap dönemleri için 1 Milyon TL,
b) 2022 veya müteakip hesap dönemleri için 500 Bin TL ve üzeri olan mükellefler
§ 8- Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerden yatırım ve/veya işletme belgesi almak suretiyle konaklama hizmeti veren otel işletmeleri.”
Tebliğe erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz.